Üstelik bu filmlerin çoğu da Türk sinemasının en önemli oyuncularına yer veriyor. İşte 70'ler sonrası çekilen söz konusu Yeşilçam filmlerinden unutulmaz sahneler...
KAHPE BİZANS (2000) - Film, anayurtları Avustralya'dan kanguru saldırıları ve kuraklık nedeniyle Fransa'ya göçen Nacaroğulları'nın önlerine çıkan köpeğin onlara yol göstermesi sonucu Anadolu'ya gelmeleriyle başlar. Bu dönemde Anadolu, Doğu Roma İmparatorluğu hakimiyeti altındadır. Doğu Roma İmparatoru İlletyus, bir düş görür ve bunu kahine yorumlatır.
Kahin, İmparatora yıllar sonra o gün doğan bir çocuk tarafından öldürüleceğini söyler. İlletyus, bunun üzerine Nacarlardan yeni doğan tüm çocukların öldürülmesini emreder. Doğu Roma askerlerinin saldırısı üzerine Nacaroğullarından Süper Gazi, karısına çocukları korunaklı bir yere götürmesini söyler. Kadın, aynı gün doğan üçüzlerini sepetlere koyarak nehre bırakır.
Yaşar Alptekin ve Derya Arbaş'ın bu sahneleri de çok konuşulmuştu.
BEYAZ BİSİKLET (1986) - Yönetmen: Nisan Akman, Oyuncular: Yaşar Alptekin, Derya Arbaş. Bir güzellik salonunda manikürcülük yapan Sedef'le (Derya Arbaş), Gözde (Songül Ülkü) birlikte yaz tatiline çıkarlar. Birbirlerine zıt iki ayrı karekter taşıyan Sedef masum, Gözde ise uyanık bir kızdır. İki arkadaş birer sevgili bulurlar.
YOSMA (1984) - Yönetmen: Orhan Elmas, Oyuncular: Ahu Tuğba, Tarık Akan. Filmde taşralı bir muhasebeci ile babası tarafından iğfal edilip kötü yola düşen bir kadının öyküsü işleniyor.
AĞIR ROMAN (1996) - Kolera Sokağı'nda ilginç olaylar yaşanmaktadır. Arap Sado, sokaktaki egemenliğini ailenin küçük oğlu Salih'e bırakır. Ancak Salih bu görev için henüz hazır değildir. Metropolün arka sokaklarından birinde yaşanan bu karmaşada Salih, Tina'ya aşık olur.
Berlin in Berlin, Yönetmen: Sinan Çetin. Çekildiği yıllarda büyük gişe başarısı sağlayan Berlin in Berlin, Hülya Avşar'ın mastürbasyon sahnelerinin yanı sıra senaryosunun kendisinden çalındığı gerekçesiyle Gökhan Akçura tarafından açılan davayla da gündemi işgal etmişti.
Filmde Almanya'da yaşayan ve kocasını bir iş kazasında yitiren genç bir kadının öyküsü anlatılıyordu. Hülya Avşar'ın başrolde olduğu film, mastürbasyon sahnesiyle de çok konuşulmuştu.
SEKRETER (1985) - Yönetmen: Temel Gürsu, Oyuncular: Hülya Avşar, Tolga Savacı
ÇİL HOROZ (1987) - Gecekonduda yaşayan üç kız kardeşin öyküsü. Kardeşlerden en büyüğü (Ayla Algan) evli, ortancası (Tuluğ Çizgen) ise dul ve mutsuz bir kadındır. Bir gençle ilişkisi olan en küçük kardeş (Hülya Avşar). Dul ablasıyla dost hayatı yaşayan şoför Hasan'ın (Selçuk Özer) da kendisinde gözü vardır. Talihsiz kız, kaçtıkça Hasan üzerine gelir... Ayrıca ablasının kocası da (Savaş Yurttaş) baldızını rahat bırakmaz. Fırsat buldukça saldırgan hareketlerini sürdürür. Şoför Hasan'ın niyeti ciddidir. Evlenmek ister. Ama dul abladan da bir türlü vazgeçmez.
FATMAGÜL'ÜN SUÇU NE (1986) - Bir kıyı kasabasında kendi halinde yaşayan köylü kızı Fatmagül, bir gün deniz kenarında çamaşır yıkarken, sarhoş beş gencin tecavüzüne uğrar. Bu toplu saldırıdan sonra gençler yakalanırlar.
KADININ ADI YOK (1987) - Küçüklüğünden itibaren babası başta olmak üzere çevresindeki herkesin yoğun baskısı altında yaşamış olan Işık artık olgun bir kadındır. Yakın zamanda işini ve eşini kaybetmiş olan Işık kafasını dinleyebilmek için bir arkadaşının yazlığına gider. Burada yaşadığı süreç tam bir geçmişle hesaplaşma seansına dönüşür.
Artık bir genç kız olduğunda ise birlikte olduğu erkeklerden faydacı davranışlara maruz kalan kadın evliliğinde de aynı derecede hırpalanmıştır. Bu esnada ev sahibi olan arkadaşının bir arkadaşı olan Orhan yazlığa geldiğinde aralarında farklı bir ilişki başlayacaktır.
FAHRİYE ABLA (1984) - Fahriye, bir delikanlıya âşıktır, ama ailesi onu istemediği bir evliliğe zorlar. Aradan bir hafta geçmeden eşi, onu baba evine geri getirir, "Beni aldattınız, bu bakire değilmiş" deyip bırakır gider. Fahriye'yi evde artık zor günler beklemektedir; ama olsun, sevdiği genç de o mahallededir ve Fahriye en azından onu görebilecektir.
SARMAŞ DOLAŞ (1977) - Filmde karısının vurdum duymazlığı yüzünden bir pavyon kadınıyla ilişki kuran bir manavın dramatik öyküsü anlatılıyor.
İFFET (1982) - İstanbulun kenar mahallelerinden birinde kızkardeşi ve babasıyla yaşayan İffet, babasının katı kuralları altında yaşamaktadır. Teyzesiyle bile görüşmesine izni olmayan İffet, kendi halinde bir yaşam sürerken, mahalle çapkını Cemil'e aşık olur.
Taksi şoförlüğü yapan Cemil, piknik için gittikleri ormanda İffet'e tecavüz eder. Evlenme umuduna kapılan İffet, Cemil'in para için başka bir kızla evlenmesiyle yıkılır. Babası tarafından da reddedilen İffet, şöhretin kapılarını birer birer açar ve intikam için Cemil'le tekrar yüzleşir.
GÜNEŞİN TUTULDUĞU GÜN (1923) - Filmde gözü yükseklerde olup daha sonra kötü yola düşen tezgâhtar kızla bir gencin öyküsü anlatılıyor.
Erkek egemen sistemde kadınların kimlik arayışlarını sorgulayan filmin kahramanı, bir şampuan reklamının çekimleri sırasında kendini bir anda orta halli bir evde oturan, Hulusi Bey'in karısı, iki çocuklu banka memuresi Naciye olarak bulan özgür kişilikli tiyatro oyuncusu Serap'tır. Dostları onu tanımaz. Gerçek kimliğini kanıtlamak için mücadele verir ama bu yaşamın içinde önce ayakta kalması gerekir.
AAAH BELİNDA (1986) - Atıf Yılmaz'ın Adı Vasfiye ile başladığı "sosyal içerikli fantastik filmler üçlemesi”nin bu ikinci filmi, yalnızca eleştirmenlerden değil izleyiciden de olumlu tepkiler alarak dönemin gişe getirisi en yüksek filmlerinden oldu.
KADIN SEVERSE (1968) - Yönetmen: Ülkü Erakalın. Türkân Şoray'ın, kurallarını yıktığı filmlerden biri daha.
KAÇAK (1982) - Yönetmen: Memduh Ün, Orhan Kemal'in aynı adlı eserinden uyarlanan film, Tarık Akan ve Fatma Girik'in oyunculuk performanslarıyla çok ses getirmişti.
Bu arada hatırlatalım: "Kaçak", Orhan Kemal'in "Hanımın Çiftliği" üçlemesinin üçüncü romanı. Üçlemenin ikinci kitabı olan "Hanımın Çiftliği" ise yakın zamanda televizyon dizisi olarak yayınlandı.
BİR YUDUM SEVGİ (1984) - Yönetmen: Atıf Yılmaz, "Bir Yudum Sevgi"de Atıf Yılmaz; "Mine", "Ah Belinda", "Adı Vasfiye" filmlerinde olduğu gibi kadınlık hallerine vurgu yapmayı tercih etmiştir.
Atıf Yılmaz bu defa şehrin varoşlarında yaşayan bir kadının mücadelesine çeviriyor kamerasını. Başrollerini Hale Soygazi ve Kadir İnanır'ın paylaştığı filmin senaryosu gerçek bir hayat hikâyesinden alınmıştır.